17 Haziran 2013 Pazartesi

2013'ün Popüler Şarkısı: Blurred Lines

   Robin Thicke'i ilk defa duyuyorum bu şarkıyla. Bir kaç gün önce izlediğim müziği kulağa hoş gelen eğlenceli bir videosu var.

                                           Sözleri:
                                                                  Everybody Get Up
Herkes kalksın
Everybody Get Up
herkes kalsın
Hey, Hey, Hey
hey hey hey
Hey, Hey, Hey
hey hey hey
Hey, Hey, Hey
hey hey hey
If You Can’t Hear What I’m Trying To Say
eğer beni duymuyorsan terkar söylüuorum
If You Can’t Read From The Same Page
eğer aynı sayfadan okuyamıyorsan
Maybe I’m Going Death, Maybe I’m Going Blind
belki ölümüşümdür belkide krö oldum
Maybe I’m Out Of My Mind
belki alkım basımda degil
Ok Now He Was Close, Tried To Domesticate You
tamam şimdi yaklaştı, seni evcilleştirmeye yoruldu
But You’re An Animal, Baby İt’s İn Your Nature
fakat sen bir hayvansın, bebegim bu senin doğanda
Just Let Me Liberate You
bana bırak seni özgür ediyim
Hey, Hey, Hey
hey hey hey
You Don’t Need No Papers
kahıtlara ihtiyacın yok senin
Hey, Hey, Hey
hey hey hey
Than Man İs Not Your Maker
bu adam senin üretimin
And That’s Why I’m Gon’ Take A Good Girl
ve neden iyi bi kız alamıyorum
I Know You Want İt
biliyorum istiyorsun
I Know You Want İt
biliyrum istiyorsun
I Know You Want İt
biliyorum istiyorsun
You’re A Good Girl
sen iyi bir kızsın
Can’t Let İt Get Passed Me
ben geçemeyeceksin

You’re Far From Plastic
estetikten uzaksın
Talk About Getting Blasting
fışkırtmadan almadan konusalım
I Hate These Blurred Lines
nefret ediorum bu bulanık hatlardan
I Know You Want İt
biliyorum istiyorsun
I Know You Want İt
biliyorum istiyorsun
I Know You Want İt
biliyorum istiyorsun
But You’re A Good Girl
fakat sen iyi bir kızsın
The Way You Grab Me
Tut beni
Must Wanna Get Nasty
gerekiyorsa hızır ol
Go Ahead,
git başımdan
 
 
Şimdi videoya gelince söyleyebilecek söz kalmıyor ağzı açık bırakan bir videosu var ayrıca tam olarak videosu bile bu değil. Çünkü gerçek videosu sansürlü. Ama bence en iyi video Youtube'daki...

Işığı Yeni Parlayan Şarkıcı: Austin Mahone

    Austin Mahone 4 Nisan 1996 doğumludur. 2011 yılında ünlü şarkıcıların şarkılarını coverlayarak ünlenmiştir. Doğrusu videoda çok küçük gözüktüğü için - sanki 6 yaşındaki çocuk gibi duruyordu - pek dinlemeyi gerek duymamıştım ve şu an dinliyorum da pek bir şey kaybetmemişim dinlememekle.

   Ama bu şarkısı çok hoşuma gitti: What About Love
             
                                        Sözleri:

                                                        I’m feeling your thunder
gök gürültünü hissediyorum
The storm’s getting closer
Fırtına yakında
This rain is like fire
bu yagmur sanki ateş
And my-my world’s going under
ve benim benim dünyam düşüyor
And I can’t remember
ve hatırlamıyorum
The reason that you got off the line
yoldan çıkmanın sebebini olabilir

You’re moving on, you say
yoluna devam ediyorsun, dedigine göre
Here I stay
işte ben burdayım
I’ll take this pain
tüm acıyı alıcam
Yeah, I can’t, I can’t
yeah yapamam yapamam

But what about love?
fakat aştan ne haber
What about our promises?
nerde bizim sözlerimiz?
What about love?
aşkan ne haber
You take it off and leave me nothing
onu aldın götürdün ve bana birşey bırakmadın
What about love?
aşktan ne haber
What about us ’til we end?
sonuna kadar var olan bizden ne haber olabilir
What about love?
aşktan ne haber
You cut my wings, now I am falling
sen kanatlarımı kestin, şuan düşüyorum
What about love? What about love?
aşktan ne haber , aşktan ne haber

Why are you colder than winter?
sen neden kıştan daha soğusun
You’re switching the picture
fotoğrafları geçiştiyorsun
You used to be perfect, yeah.
harikasın yeah
Once you’re hot like the summer
bi kere çok ateşlisin yaz gibi
But suddenly remember
fakat birden hatırladım
The reason that you said “bye bye bye”
bye demenin sebebi

You’re moving on, you say
yoluna devam ediyorsun, dedigine göre
Here I stay
işte ben burdayım
I’ll take this pain
tüm acıyı alıcam
Yeah, I can’t, I can’t
yeah yapamam yapamam
What about love?
What about us ’til we end?
What about love?
You cut my wings, now I am falling
What about love? What about love?

Uh uh uh uh uh uh uh uh What about-what about love?
Uh uh uh uh uh uh uh uh aşktan ne haber?
Uh uh uh uh uh uh uh uh What about-what about love?
Uh uh uh uh uh uh uh uh aşktan ne haber?
Uh uh uh uh uh uh uh uh What about-what about love?
Uh uh uh uh uh uh uh uh aşktan ne haber?
Uh uh uh uh uh uh uh uh What about-what about love?

You’re moving on, you say
yoluna devam ediyorsun, dedigine göre
Here I stay
işte ben burdayım
I’ll take this pain
tüm acıyı alıcam
Yeah, I can’t, I can’t
yeah yapamam yapamam

But what about love?
fakat aştan ne haber
What about our promises?
nerde bizim sözlerimiz?
What about love?
aşkan ne haber
You take it off and leave me nothing
onu aldın götürdün ve bana birşey bırakmadın
What about love?
aşktan ne haber
What about us ’til we end?
sonuna kadar var olan bizden ne haber olabilir
What about love?
aşktan ne haber
You cut my wings, now I am falling
sen kanatlarımı kestin, şuan düşüyorum
What about love? What about love?
aşktan ne haber , aşktan ne haber
 
 
Yaza ideal bir şarkı bulduğum için sevinçliyim doğrusu. Bu videoyu ilk izleyince direk aklıma Justin Bieber geldi. Kimileri onun Justin'den kopya çektiği söylüyor. Dansları, giyinişleri, tarzları aynı.. Bazıları için renkler ve ilgiler aynı olabilir bence. Ki Justin'e hiç benzemediğini hatta ondan daha iyi bir sesi olduğunu söylemeden geçemem.  Justin anticisi değilim ama yalan söyleyemem de...
 

DubStep Müzik 2: Skrillex

İlk yazımda dediğim gibi dubstep müziği gerçek dinlemem arkadaşlarım sayesinde oldu. Yine çok iyi bir arkadaşımla konuşurken arkamdaki diğer arkadaşı telefonundan Skrillex'in  Scary Monsters şarkısını çalmıştı. Ondan sonra bir daha dilimden düşmedi bu şarkı....


Tabii ki hislerim beni yeni müzik arayışlarına tekrar soktu ve Bangarang adlı şarkıyı öğrendim... Bu şarkı çok iyi diyebilirim...

DubStep Müzik: Zomboy

DubStep müziğe hayranlığım her zaman vardı fakat hiçbiri hoşuma gitmiyordu. En sonunda sağolsun bir arkadaşım bana Zomboy'dan Nuclear'i dinledi ilk saniyesini duyduğum gibi aşık oldum müziğe diyebilirim.

 
 
Böyle müzikleri nedense hep dinleyemem sadece mutsuz olduğum zamanda kendimi neşelendirmek amaçlı ya da mutluluğuma mutluluk katmak amaçlı dinliyorum. Ama benim için Zomboy'un en iyi şarkısı Vancouver Beatdown. The Dead Symphonic adlı albümünde vardır bu şarkı.
 
 
                                   

Bu müziği dinlediğimde eski filmler direk aklıma geliyor. Bir hırsızlık yapmışımda son model ama çok klasik bir arabamla polislerden kaçıyormuş gibi hissediyorum kendimi. Hayallerim çok geniş anlaşılan.. :) En sevdiğim kısmı 02:02 - 02:31...

The Script - Millionaires 2013

The Script grubunu ilk tanıyışım Hall of Fame şarkısıyla oldu. O kadar başarılı bir şarkı olmasına rağmen radyolarda hiç çalmadı. Çalmayı hak eden bir müzikti doğrusu. #3 adlı albümünden Millionaires şarkısının videosunu 5 gün önce (12.06.2013) yayınladı.



Sözleri:

They're kicking us out saying it's time to close
We're leaning on each other try'na beat the cold
Carry your shoes and I give you my coat
Walking these streets like they're paved gold
Anymore excuses is not to go
Neither one of us want to take that taxi home

Singing our hearts, standing on chairs
Spending the time like we were millionaires
Laughing our heads off, the two of us stared
Spending the time like we were millionaires
Millionaires
ooohoh ooohoh

Lost my heart and I hope to die
Seeing that sunlight hit your eyes
Been up all night but you still look amazing to me
Yeah,
Half the time of the night you only dream about
If God came down he could take me now
Cause in my mind, yeah we will always be


Singing our hearts, standing on chairs
Spending our time like we were millionaires
Laughing our heads off, the two of us stared
Spending the time like we were millionaires
Millionaires
ooohoh ooohoh

Look at us since six in the morning
If time was money, yeah we'd be worth a fortune
I swear you may think your'e rich
You could have a million euro but you cant buy this
Look at us since six in the morning
If time was money, yeah we'd be worth a fortune
I swear you may think your'e rich
You could have a million euro but you cant buy this
bridge.

And the band was on, playing our song
We messed up the lyrics as we sing along
But we didn't care,
Cause it felt like we were the only ones there
My feet where sore, my bones where raw
They're turning off the lights, when we were shouting more
Shouting more,

Singing our hearts, standing on chairs
Spending the time like we were millionaires
Laughing our heads off, the two of us stared
Spending the time like we were millionaires
Millionaires
ooohoh ooohoh

Look at us since six in the morning
If time was money, yeah we'd be worth a fortune
I swear you may think your'e rich
You could have a million euro but you cant buy this

x2
Walking these streets like their paved gold
Anymore excuses is not to go
Neither one of us want to take that taxi home

Lanetli Kan (Stoker) 2013

    Stoker 3 hafta öncesinde izlediğim bir film. Yönetmen Güney Koreli Park Chan-wook’un ilk ingilizce filmidir. Oyuncular Mia Wasikowska, Matthew Goode, Nicole Kidman başrolde oynamaktadırlar. Mia Wasikowska India Stoker'ı , Matthew Goode Charlie Stoker'ı (amca), Nicole Kidman Evelyn Stoker'ı (anne) canlandırmaktadır.

 Film Dram, Korku kategorilerine alınmış. India pek annesini sevmiyor ve genellikle çoğu vaktini babasıyla geçiriyor özellikle de avcılıkla. Ve birgün babası India'nın 18. yaş doğum gününde ölüyor ve India cenazede annesinden bir amcasının olduğunu öğreniyor. Amcası Charlie hem büyüleyici hem de gizemli biri. India'nın evinde kalmak zorunda kalıyor ve tek amacı India'yı elde etmek. Peki bir amca neden yeğenine böyle göz dikerki? Herkes onun dünya turu yaptığını sanıyordu ama gerçekten öyle miydi? Sırrını öğrenen herkes ölüyordu, öldürüyordu. India'nın annesini etkileyerek India'ya yaklaşmaya çalışıyordu onu kendine aşık etmeye...  India ise soğuk sessiz bir kız. Amcasının öldürdüğü insanları görünce hiç tepki vermiyor ve içindeki o deli kız ortaya çıkıveriyor. Amcasının ona gönderdiği mektupları okurken şu söz çok ilgimi çekti: '' Biz seninle aynı kandanız India.'' Evet zaten en başından India'nın tıpkı Charlie amcası gibi olduğunu anlarsınız. Fimde amcasının India'yı elde etmeye çalıştığı bölümler var ve direk şu aklınıza gelir: '' Ben o kızın yerinde olsaydım ona çoktan aşık olmuştum.''


 

Amcası India'nın başı dertte olduğunda ona yardıma koşuyor, okuldan onu almak için açık bir arabayla onu bekliyor. İşte bundan sonra India artık kendi karakterini bulmaya başlıyor. Bundan sonraki sahneler pek iyi niyetli değil. Bu yüzden bana göre filmi evde izlemeniz daha iyi olur.
      Bu filmi izledikten sonra aklıma ilk gelen soru: '' Sen olsaydın n'apardın? Aşk mı yoksa intikam mı?'' India zor bir seçimden sonra doğru olanı yapmış ve intikamı seçmişti.

  Film aslında o kadar abartılacak derecede iyi bir film değil. Çok iyi de değil. Ama izlenmesi gerektiğini düşündüğüm bir film. Bu film izlerken zaman sanki hiç geçmeyecekmiş gibi oluyor. Charlie'nin insanları öldürüşünde bile bir gerilim müziği yok ya da ben mi pek duyamadım.. Ama bana göre filmi iyi kılan iki müzik var: '' Summer Wine'' ve '' Becomes the Color''.
            
        
   Summer Wine şarkısının ben Lana Del Rey'in sesine daha çok yakıştırıyorum. Bu filmi izledikten sonra bana tekrar bu güzel müziği dinlememi hatırlattığı için bu filme teşekkür ederim. En güzel sahnesi benim için son sahneydi India'nın şerifi peşine taktığı sahne. Şerif onun arabası durunca India ile konuşur ve filmin son saniyelerinde India ona '' Sizi etkilemek için hızlı sürdüm'' der ve pat! Şerifi öldürmeye çalışır ve film bittiğinde Becomes the Color çalar. Bir müzik son sahneye bu kadar mı çok yakışır dedirtti bana doğrusu...

           
 Ayrıca eklemeden geçemeyeceğim bir konu daha var. Bu filmin adı Stoker. Türkçe adı Lanetli Kan. Bu filmin adı neden lanetli kan diye çok düşündüm. Ve direk aklıma bu sahnesi geldi. Bu sahneyi ilk gördüğümde India'nın şarabı içişi boğazımı düğümlemiş ve içimden '' Off bu ne ya kadın kan mı içiyor yoksa'' demiştim. Akrabalıkla geçen kan India'yı da etkilediği için bu filme bu ad verilmiş şuan anladım.. :)

           Eğer bu filme bir not vericek olursam 6.5/10 verirdim. Akılda kalır bir sahnesi pek yok. Oyuncular çok soğukkanlı ve filmin sıkıcı olmasına neden olan bir etken.. Ne çok iyi ne çok kötü bir film ama izlemeye değer...

İlk Postum

Meraba. Bu benim ilk postum. Bu bloğu açmamın nedeni sizin gibi birçok insana düşüncelerimi iletebilmek. Dinlediğim müzikleri sizinde öğrenmenizi sağlamak. İzlediğim filmleri sizinde öğrenmenizi sağlamak. Hayat paylaştıkça güzeldir ve de hayatın tadı budur...